#37

#37 Toplum ve Teknoloji

İnternet Ticaretinin Yapay Zeka ile Dönüşümü

Günümüzde neredeyse her konuda bilgi aldığımız ve sohbet ettiğimiz yapay zeka destekli sohbet robotları, artık tüketim alışkanlıklarımızı da derinden etkileyecek bir dönüşümün eşiğinde. Bu değişimin en somut işaretlerinden biri ise, geçtiğimiz günlerde sosyal medyaya sızan bir görselde ortaya çıktı. ChatGPT’nin Beta sürümünde sohbet arayüzünü bir reklam platformuna dönüştürecek kodların yer aldığı iddia ediliyor. Bu sızıntı, pek çok uzman ve kullanıcı nezdinde, ChatGPT’nin temel güvenilirliği ve tarafsızlığı konusunda ciddi bir endişe yarattı.

İnternet, ilk ortaya çıktığında temel misyonu veri paylaşımına olanak tanımaktı. Ancak zamanla geçirdiği devrimsel dönüşümlerden biri, alışveriş pratiklerini kendi zeminine taşıması oldu. Bugün, internetin değiştirdiği ticaret ve tanıtım mantığı, yapay zeka çağında yeni bir döneme girmek üzere. Artık yapay zeka tabanlı sohbet robotlarının verdiği öneri ve cevapların doğrudan birer reklam içeriğine dönüşmesi tartışılıyor.

Tahran hava kirliliği

Bu varsayımsal senaryonun kritik bir örneği, kısa süre önce sosyal medyada yayılan ve ChatGPT’de “AdTarget” (Reklam Hedefleme) kodlarına işaret eden sızıntılar oldu. Ancak bu gelişmeyi tam olarak anlamak için hikayenin arka planına, yani OpenAI’ın kurumsal yapısına bakmak gerekiyor. OpenAI’ın ChatGPT modelini duyurmasından bu yana dikkat çeken bir gerçek var: Şirketin son dönemde işe aldığı yaklaşık 620 çalışanın daha önce teknoloji devi Meta’da görev yapmış olması. Bilindiği gibi Meta, her şeyden önce gelişmiş reklam algoritmaları ve devasa sosyal medya platformlarıyla öne çıkan bir şirket.

Uygulamalar CEO’su Fidji Simo, Uygulamalar Baş Teknoloji Sorumlusu Vijaye Raji ve Pazarlama Baş Sorumlusu Kate Rouch gibi kilit isimlerle gündeme gelen temel iddia, OpenAI’ın son strateji ve girişimlerinin bazılarının, Meta’nın kurumsal bir deve dönüşmek için kullandığı taktiklere belirgin şekilde benzemesi üzerine kurulu.

OpenAI’ın kendisi de, yatırımcıları tatmin etmek ve birkaç ay önce aldığı yarım trilyon dolarlık (500 milyar dolarlık) fahiş değerlemeyi haklı çıkarmak amacıyla, benzer devasa bir ticari forma dönüşmeye odaklanmış durumda. Bu stratejik yönelim, doğal olarak Meta’nın iş modelindeki reklamcılık odaklı yaklaşımların OpenAI’a taşınacağı endişesini beraberinde getiriyor. Bu sızıntılar ve kurumsal geçmiş, kullanıcıların zihninde şu soruyu doğuruyor. Çok amaçlı bir araç olarak tasarlanan ChatGPT, Meta’nın iş modelini benimseyerek, güvenilir bir bilgi kaynağı olmaktan çıkıp, hedefli reklamların iletildiği yeni bir mecra mı haline gelecek?

ChatGPT’nin Android beta sürümünden sızan son bilgiler, OpenAI’ın sohbet arayüzünü, kullanıcıların talepleri ve niyetlerine doğrudan dayalı, tam teşekküllü bir reklam platformuna dönüştürmek üzere olduğunu gösteriyor. ChatGPT’nin Android uygulamasının 1.2025.329 numaralı beta sürümünde keşfedilen dahili kod dizinleri, bu değişimin en net kanıtlarını sunuyor. Kodlarda yer alan “bazaar content” (pazar içeriği), “search ad” (arama reklamı) ve “search ads carousel” (arama reklamı galeri) gibi ifadeler, OpenAI’ın, arama motoru benzeri cevaplar için sponsorlu ürün kartları ve kaydırılabilir reklam galerisi şablonlarını aktif olarak test ettiğini doğruluyor.

İlk sinyallere göre, reklam mekanizmaları başlangıçta arama sonuçlarına odaklanacak. Bu, reklamların her sohbete rastgele bannerlar şeklinde eklenmesi yerine, internetten bilgi çekilerek üretilen yanıtların içine sponsorlu cevaplar veya ürün sıralamaları şeklinde entegre edileceği anlamına geliyor. Böylece reklamlar, klasik tanıtım biçimleriyle değil, sohbete doğal bir şekilde gömülü bir cevap olarak kullanıcıya sunulacak. Bu yaklaşım reklamları sohbet deneyiminin bir parçası haline getirmeyi hedefliyor

Bu hamlenin finansal ölçeği oldukça büyük. Haftalık yaklaşık 800 milyon kullanıcı, günde 2,5 milyar istem (prompt) ve aylık tahmini 5 ila 6 milyar ziyaret ile ChatGPT, devasa bir kullanıcı trafiğine sahip. Böylesine büyük bir hacimde, çok düşük bir reklam yükü bile OpenAI için ciddi bir gelir akışına dönüşme potansiyeli taşıyor. Söz konusu sızıntılar, yapay zekanın dijital reklamcılığın bir sonraki büyük pazaryeri olacağına dair beklentileri güçlü bir şekilde destekliyor.

OpenAI CEO’su Sam Altman’ın bu konudaki kafa karışıklığı da dikkat çekici. Daha önce Harvard Üniversitesi’nde katıldığı bir programda reklamların bir “son çare” olacağını ve onları “benzersiz bir şekilde rahatsız edici” olarak nitelendirmişti. Ancak son dönemdeki ifadeleri, fikrinin değiştiğini gösteriyor.

Bir podcastte Altman, “Reklamları biraz tatsız buluyorum ama bir engel değil…Sevdiğim bazı reklamlar var. Meta’ya çok kredi vereceğim bir şey var ki, Instagram reklamları benim için net bir katma değer. Instagram reklamlarını seviyorum. Sanki, bu şeyi istediğimi bilmiyordum,” açıklamasını yaptı. Meta’dan transfer olan çalışanlarını da hesaba kattığımızda bu sözler dikkate değer.

Grok, Faker’ı Yenebilecek Mi?

Elon Musk, teknoloji gündemini hareketlendirmeye devam ediyor. X üzerinden yaptığı son duyuruda, Grok’un önümüzdeki yıl e-sporun efsanesi Faker’ın takımı olan ve League of Legends oyununun son dünya şampiyonu T1 ile karşılaşacağını söylüyor. Basit bir şov maçı ya da giderek kızışan yapay zeka yarışında bir reklam çalışması olarak görülebilecek bu etkinlik aslında yapay zekanın ve bilhassa Reinforcement Learning (Pekiştirmeli Öğrenme) tekniğinin gücünü bize gösterecek.

Bu karşılaşmayı daha iyi anlamak için 2019’a, “OpenAI Five’ın” Dota 2 şampiyonu OG’yi yendiği döneme kısaca bakmakta fayda var. OpenAI o zaman, yapay zekanın karmaşık stratejilerde insanları mağlup edebileceğini göstermişti. Fakat Musk’ın Grok için önerdiği şartlar durumu OpenAI’ın maçından daha farklı bir noktaya koyuyor. Yapay zeka oyunun koduna doğrudan erişmek yerine, sadece kamera görüntüsünü işleyecek ve reaksiyon hızı insan sınırlarını aşmayacak. Bu da testi saf bir “işlemci gücü” savaşından çıkarıp, daha fazla zekaya dayalı bir rekabete dönüştürecek.

Tahran hava kirliliği

Burada asıl odaklanmamız gereken nokta aslında oyunun skoru ya da sonucu değil, arkasındaki teknoloji. Reinforcement Learning, bir yazılımı en iyi sonuçları elde etmek üzere kararlar vermesi için eğiten bir makine öğrenimi (ML) tekniğidir. Günlük hayatta kullandığımız ChatGPT gibi dil modelleri temelde metin ve tahmin üzerine kurulu sistemlerdir. Ancak Reinforcement Learning, belirlenen bir amaç uğruna deneme-yanılma yoluyla öğreniyor. Milyonlarca senaryoyu simüle edip doğru hamlede ödül, yanlışta ceza alarak işleyişini gelişiyor. League of Legends gibi “Fog of War” (Savaş Sisi) ve benzeri makro ve mikro mekaniklerin yer aldığı, eksik bilgiyle anlık kararlar almanız gereken oyunlar, bu modellerin sınırlarını zorlamak için ideal bir laboratuvar ortamı sunuyor.

Oyun dünyasına uzak okuyucularımız için bunun neden önemli olduğunu şöyle özetleyebiliriz. Eğer bir yapay zeka, LoL gibi kaotik ve değişken bir ortamda rekabetçi arenada 5 kişilik bir takımla uyumlu çalışıp strateji üretebiliyorsa bu yetenek robotik teknolojileriyle birlikte gerçek dünyaya da uyarlanabilir. Oyunlardaki bu karar alma mekanizmaları finansal piyasaların karmaşasını yönetmekten, trafikteki öngörülemez insan davranışlarına uyum sağlayan otonom araçlara kadar pek çok alanda uyarlanabilir. Grok’un T1 sınavı, yapay zekanın sadece asistan olmanın ötesine geçip, belirsizlikler içinde yolunu bulan bir “ajan”a dönüşüp dönüşemeyeceğini anlamamız için ilginç bir veri sunacak. Sonuç ne olursa olsun, bu sürecin yapay genel zeka (AGI) çalışmalarına katkı sağlayacağı oldukça muhtemel.

Dini Liderliğin Yapay Zeka Çağına Yaklaşımı Ne Kadar Sahici?: Papa XIV. Leo

Papa XIV. Leo’nun ilk yurtdışı ziyareti olan Türkiye’de katıldığı etkinliklerde dünya barışı ve bölgesel gelişmelere dair çeşitli değerlendirmelerde bulundu. Dikkat çeken bir diğer başlık da yapay zekaya dair değerlendirmeleri oldu. Papa, 2025 Mayıs’ında seçildiğinden beri açıklamalarında yapay zekaya değiniyor. Türkiye ziyaretindeki resmi konuşmasında teknolojik gelişmeler bağlamında özellikle yapay zekanın etik ve ahlaki perspektiften ele alınması gerektiğini; çünkü yapay zekanın insan tercihlerimizi yeniden üretebileceğini ve eğer etik bir çerçevede yönlendirilmezse mevcut adaletsizlikleri derinleştirebileceğini vurguladı.

Tahran hava kirliliği

Papa XIV. Leo, yapay zekayı çağın dönüştürücü unsurlarından biri olarak nitelendiriyor ve bu teknolojik evrimi, tarihsel karşılığı güçlü olan ikinci bir sanayi devrimi olarak nitelendiriyor. Yeni Papa’nın Francis’ten sonra Leo adını kullanmaya başlamasının da sanayileşme dönemindeki toplumsal ve ekonomik dönüşümlere yanıt üretmiş olan Papa XIII. Leo’ya referansla seçtiği söyleniyor. Bu durum da yapay zeka çağının sanayi devrimine benzer ölçekte toplumsal etki yaratacağına işaret eden bir çerçevede yorumlanıyor. Papanın söylemlerinden papalık makamının yalnız teolojik olarak kalmayıp aynı zamanda toplumsal değişim süreçlerine yönelik konumlanışının olduğunu ima etme girişimi olarak değerlendirilebilir.

Papanın yapay zekayla alakalı konulara teması ilk bakışta alışılmışın dışında ve temas edilen alanların çeşitlendiği algısı oluştursa da, toplumu etkileyen tarafları üzerinden yüzeysel bir okuma olduğu dikkatli okuyucuların gözünden kaçmayacaktır. Özellikle makamın dini otorite olduğu düşünüldüğünde daha sistemsel bir açıdan ele alınması beklenirken, genel toplumsal etkileri üzerinden ele alınıyor olması Papanın da yapay zekadaki popülist söylemin etkisinde olduğunu gösteriyor.

Genel olarak bakıldığında Papalık makamının yapay zekaya yaklaşımı, teknolojik gelişmelere dair ihtiyatlı ama tamamen karşıt olmayan bir çerçeve sunuyor. Bu yaklaşım, yapay zekanın modern toplumlarda kaçınılmaz bir dönüşüm gücü olduğunu kabul ederken, aynı zamanda bu dönüşümün insan merkezli değerlere göre yönlendirilmesi gerektiğini savunan bir pozisyon olarak değerlendirilebilir. Her ne kadar yeni bir şey söylemeden bunu yapması eleştiriyi hak etse de bu meselelerin konuşulmaya başlanması, ilerleyen zamanlarda daha sahici ve derinlikli tartışmaların gerçekleşmesine imkan tanıyabilir. Ayrıca Papa’nın klasik başlıkların ötesine geçip gündemi belirleyen yapay zeka gibi meselelere temas etmesi, makamının siyasi ve toplumsal etki alanını genişletme yönündeki bir niyetin işareti olarak okunabilir.

Bunun ötesinde bütün dini kurum ve otoritelerin yapay zeka ve teknolojik gelişmelerin insan ve topluma etki ettiği ölçüde gündemlerine daha fazla alacaklarını söylemek mümkün. Asıl can alıcı nokta ise bunu ne derinlikte ve ne kadar sahici yaptıkları olacak. Çünkü olayın sathi değerlendirmeleri bu gelişmelerin tam kavranmadığını belli ederken etkilerine dair yorumlar da temenni olmanın ötesine geçemiyor.
Toplum ve Teknoloji
1 Aralık 2025
Oyun Sırası Kimde?